Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi ve Gelincik Merkezi Üyesi Av. Ceren Kalay Eken ise çocukların öldürülmesi ve istismara maruz kalmasına karşı verilen cezaların yetersiz olduğunu belirtti.
Son zamanlarda Türkiye genelinde çocuk kaçırma olayları arttı. Son olarak Ankara’da 7 gün önce kaybolan 8 yaşındaki Eylül’ün cansız bedeninin bulunması çocuk istismarı konusunu tekrar gündeme getirdi. Çocuklara karşı işlenen suçlardaki alınan önlemler ve suçlulara verilen cezaların yetersizliği, tartışmalara sebep oldu. Çocukların mahremiyet eğitimi almasının önemli olduğunu belirten uzmanlar, hem ailelere hem yetkililere büyük sorumluluk düştüğünü vurguladı.
Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi ve Gelincik Merkezi Üyesi Av. Ceren Kalay Eken, son dönemde yaşanan çocukların kaçırılması ve kaybolması olaylarına işaret ederek, “Çocuğa karşı şiddet hem daha görünür olması sebebiyle hem de artması sebebiyle çok daha fazla rastladığımız bir olgu haline geldi. Bunun içinde cinsel istismar olabileceği gibi fiziksel ve duygusal istismardan da bahsedebiliriz. Ankara’da 7 yaşındaki Eylül’ün öldürülmesi vakasında henüz ayrıntıları bilmiyoruz ancak katil Eylül’ün akrabası. Çocuğa karşı şiddet ve öldürme vakalarında fiilin çocuğa karşı işlenmesi Türk Ceza Kanunu’nda ağırlaştırılmış müebbet cezasıyla hükmolunur. Ancak müebbet gibi ağır bir cezanın her zaman caydırıcı olduğu da söylenemez” açıklamalarında bulundu.
Çocuklara yönelik işlenen suçlarda alınan tedbirlerin ve uygulayıcıların yetersiz olduğunu belirten Av. Ceren Kalay Eken, “Alınan tedbirler ve uygulayıcı olan hâkim, savcı, avukat ve adliye kolluk personeller yetersiz. 6284 sayılı Ailenin Korunması Kanunu’nda da çok sayıda tedbir var ve hâkim ve savcılara sınırsız yetki verilmiş. Ancak uygulamada bu tedbir ve yetkilerin oldukça kısıtlı kullanıldığını görüyoruz. Durum böyleyken yaşanan çocuk istismarı olaylarının her geçen gün arttığını izliyoruz. Bunun yanı sıra aileler ve çocukların yeterince bilgilendirilmediği de bir gerçek. Suç işlendikten sonra kişinin ağır ceza alması yeterli değildir. Ailenin ve yetkililerin tüm tedbirleri alması gerekir ve çocuğun da gereken eğitimi alması şart” ifadelerini kullandı.
Av. Ceren Kalay Eken, “Uzun suredir çocuk alanında çalışan bir avukat olarak şunu söyleyebilirim, önleyici önlemlere ve suçun hafif hallerindeki müdahalelere ağırlık verilmesi suçun önlenmesinde çok daha önemlidir. Örneğin çocuğa cinsel istek duyduğu tespit edilen kişilerin suçun sarkıntılık boyutunda kalması halinde cezaları oldukça hafif ve tutuklama çoğu zaman verilmeyebiliyor. Kaldı ki ceza alsa da caydırıcı olmuyor. Bu durumdaki kişilerin tekrar topluma salınması kesinlikle doğru değildir” diyerek, kişinin bu suçu tekrar işleyebileceğini ve başkalarını mağdur edebileceğini söyledi.
Çocuk istismarı ve çocuk cinayetlerinin ardından verilen cezaların yeterli olup olmadığı tartışmalarına ilişkin hükümet kanadından yeni düzenlemeler geleceğine dair bir açıklama geldi. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ son zamanlarda sıkça gündeme gelen çocuk istismarı olaylarına karşı kimyasal hadım düzenlemesini hatırlatarak, “Cinsel kastrasyon dediğimiz tedbiri de bütün yönleriyle yeni dönemde devreye sokacağız.” dedi. Bozdağ, “Vahşice bir cinayet. Türkiye olarak bu tür cinayetleri önleme konusunda ciddi tedbirler aldık bugüne kadar hükümet olarak. Önümüzdeki dönemde bu tedbirleri tekrar gözden geçirip cezaları daha da artıracak adımlar atacağımızı daha önce açıklamıştık ancak seçimin araya girmesiyle bu düzenlemeler yapılamamıştı” diyerek yeni dönemde bu konularda cezaları daha da artıran adımların atılacağını söyledi.
Uzman Pedagog İnci Aydın, çocuk istismarının birçok çeşidi olduğunu belirterek, “Fiziksel istismar, cinsel istismar, sözlü istismar ve duygusal istismar gibi çocuklar üstünde olumsuz etkiler bırakabilecek örnekler var. Son dönemde yaşanan çocuk kaçırma olaylarında kişinin çocukları neden kaçırdığına bakılması lazım. Bunu yapan kişilerin mutlaka psikolojik sorunları var ve bu sorunlardan kaynaklı olarak çocuklarımıza zarar veriyorlar. İstismara maruz kalan çocuklar konusunda gerek yetkililerin gerek ailenin çok dikkatli davranması lazım. Bunun için ülkemizde çocuklara yönelik yaşanan şiddet ve istismar olaylarında kullanılan Çocuk İzleme Merkezleri var. Bu merkezlerde çocuklar, yaşadıkları istismarla ilgili olarak bir psikolog eşliğinde ifade veriyor. Bu sistemle yaşanan olayın çocuk üzerindeki travmatik etkisi biraz daha azaltılabiliyor. Ama istismara maruz kalmış çocukların bilinçaltında olumsuz etkiler oluşuyor ve kesinlikle psikoterapi uygulanması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Aydın, “Pedofili örneklerine baktığımız zaman bu kişilerin çocuklukta cinsel istismara maruz kaldıklarını görüyoruz ve bu bireyler ileride cinsel sapkınlığa yönelebiliyor. Bu sebeple cinsel istismara uğrayan çocukların kesinlikle uzman bir pedagog desteği alması gerekir. Okullarda çocuklarımıza yönelik uzmanlar tarafından mahremiyet dersleri zaten veriliyor. Bunun dışında yapılacak seminerlerle halkın kesinlikle bilinçlendirilmesi gerekir. Çocuk istismarına karşı toplumsal bir bilinç oluşturulması gerek. Örneğin 4-5 yaşından sonra bir çocuğa rahatlıkla mahremiyet eğitimi yani özel bölgelerini koruma eğitimi verilebilir. İyi ve kötü dokunmayı öğrenen çocuk bir istismarla karşılaştığında anne ve babasına şikâyet edebilir” diyerek, çocuklara verilecek eğitimin önemli olduğunun altını çizdi.
Ağrı’da, 17 gün önce, Ramazan Bayramı’nın 1’inci günü kaybolan Leyla Aydemir’i (4) arama çalışmaları, sabahın erken saatleriyle yeniden başladı. Ekipler, köy ve çevresini didik didik ararken, şüphe uyandıran bölgeler de kazılarak kontrol ediliyor. Merkeze bağlı Bezirhane köyünde, 15 Haziran sabahı kaybolan Leyla Aydemir’i arama çalışmaları sabahın erken saatleriyle yeniden başladı. İçişleri Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, AFAD ve sağlık ekipleri ile JAK timi, korucular ve avcıların katıldığı aramalarda, kadavra arama köpekleri de kullanılıyor. Metruk binalar kontrol edilirken, köyde ve çevresinde yapılan yumuşak zemin arama çalışmasına da devam ediliyor. Leyla’nın kaybolduğu ilk günden itibaren köye gelerek çalışmalara katkıda bulunan Van AFAD ekipleri bugünde çalışmalarını kaldığı yerden devam ettiriyor. Ekip amiri Faysal Işık, her yeri en ince ayrıntısına kadar aramaya devam ettiklerini bildirdi.